İzzet Erş

Bu yazara ait 97 yazı bulundu.

Hindu Metinlerde İnek Sembolü

Bir kutsal metni veya bu metinlerde içerilen kavramları incelemek, öncelikle metnin dil özelliklerini çözümlemeyi zorunlu kılar. Zira metin bize ne anlatacaksa, bunu kendi dili “aracılığı” ile anlatacaktır. Dolayısıyla dilin kendisi aracı ve bize haberi taşıyandır. Kutsal metinler, daima belirli bir kültürün diliyle yazılırlar. İçerdikleri kültürel özellikler onların tarihsel ve coğrafi [...]

Yazar: İzzet Erş|2025-02-07T20:28:28+03:00Şubat, 2025|Kategoriler: Yazılar|

Eylem ve Günah

Yaydan çıkan ok, ateşlenmiş bir silah… Bu eylemdir. Eylem bir kavramdır. Ve bir kavramı ortaya atıp ona “bu, şudur” gibi bir içerik yüklemek, üstelik bunu kavramın dizgesel bütünselliğine dayandırmadan hatta çıkarsamaya dahi gerek duymadan yapmak hatalı yargılara sürükler. Örneklemek ise daha ziyade edebiyatın işidir. Yine de düşünce her zaman şu [...]

Yazar: İzzet Erş|2025-01-28T19:45:29+03:00Ocak, 2025|Kategoriler: Yazılar|

Daryush Shayegan’in “Sona Ertelenmişlik” Makalesi Üzerine*

İnsanlık tarihinin en çok bilen öznesi şüphesiz modern dönemde bulunmaktadır. Bu tespiti hem bir kinaye olarak hem de tartışmasız bir gerçek olarak kabul edebiliriz. Bilgiye ulaşmanın bu denli kolay olduğu bir dönem yaşanmadı. Tarihimiz bir bilgiye ulaşmak, bir sırrı çözmek, bir bilene danışmak için yollarda heba olan insanlarla doludur. En [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-08-23T13:42:41+03:00Şubat, 2024|Kategoriler: Yazılar|

Kendiyle Kaim Olmak

Bağımsızlığın Karaktere Dönüşmesi veya Ben Olan Ben Üzerine... Tasavvuf, insanı malik olduğu farklı niteliklere göre, birçok farklı açıdan tanımlar. Beşeriyetinden ayırıp şuurda temellendirir, kemal basamaklarına, manadaki tekâmülüne, tevhidi idrakine, mertebesine, Allah’a olan muhabbetine göre vb. Bir nazarla da “insan” kendiyle kaim olana, kendini kendinde bulana denir. Kendini kendinde bulmak, Hâk [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-05-13T17:18:27+03:00Mart, 2022|Kategoriler: Sayı 103 | Mart – Nisan 2022, Teoloji|

Bardak ve Felsefe

Felsefe yapabilmenin birinci şartı öncelikle bir bardağa sahip olmaktır. Çünkü felsefe bu alanda eğitim almamış bir akıl için başlangıçta salt “düşünce olarak düşünce” değildir. Akıl düşünce olarak düşünceye, yani arı düşünceye evrilir. Bu bir yükselmedir ve yükselmenin aracı yöntem geliştirmek veya belirli bir yönteme uymaktır. Akıl, kavrama geçişi önünde hazır [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-05-25T16:54:07+03:00Mayıs, 2021|Kategoriler: Felsefe, Sayı 98 | Mayıs – Haziran 2021|

Mesih ve Yılanın Birliği Olarak Allah’ın Asâsı

“Ve Musa cevap verip dedi: Fakat işte, bana inanmayacaklar ve sözümü dinlemeyecekler; çünkü: Rab sana görünmedi, diyecekler. Ve Rab ona dedi: Bu senin elindeki nedir? Ve dedi: Değnek. Ve dedi: Onu yere at. Ve onu yere attı ve yılan oldu ve Musa onun önünden kaçtı. Ve Rab Musa’ya dedi: Elini [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-01T18:20:08+03:00Mart, 2020|Kategoriler: Sayı 91 | Mart – Nisan 2020, Sembolizm, Tanrıbilim, Yorumbilim|

İnsanın Hakkı

İçinde “insanlar”, “toplum”, “halk” terimlerinin kullanıldığı cümleler genellikle, cümleyi kullananın kendi yargılarını, genellemelerini içerir. Ve çoğu zaman bu yargıların ne toplumla ne de halkla bir ilgisi bulunur. Yargı doğrudan kişinin kendi sınırlı dünya algısında temellenir. Sınırlı dünya algısına sahip olmayan yargılar bu gibi genellemelerden kaçınır. Genellemeler, düşüncenin asıl içeriğine tam [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-03-23T20:39:49+03:00Ocak, 2020|Kategoriler: Denemeler, İnsan Hakları - 2019, Kavramsal|

Ütopya ve Eskatoloji

Ütopya, genel mahiyetiyle gerçekleşmesi mümkün olmayan bir devlet biçimi olarak tanımlanır. Buradaki mümkün olmayan gerçeklik saptaması, nihai gerçekliğine erişememesi anlamındadır. Zira gerçekliğine erişen “tamamlanır” ve tamamlanan ortadan kalkar. Bu nedenle ütopik devlet, mutlaklaşmış bir ideal devletten ziyade, arayışın sürekliliği, edimselliği içinde olası en iyi devlet biçimini oluşturma ya da en [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-04-18T15:45:50+03:00Mart, 2019|Kategoriler: Denemeler, Kavramsal, Ütopya – 2018|

Prometheus, İsa ve Sokrates

Özgürlük istemi, insanın kendini bilme ve insan olma yolundaki macerasıdır. Sokrates öncesi Sofistler haklı olarak şunu sorgularlar, insan bildiği bir şeyi, biliyor olduğundan onu arama ihtiyacı duyamaz. Ve bilmediği bir şey ise onun için bir muamma olduğundan neyi arayacağını bilemez. Sofistlerin “bir şey” diyerek genele yaydıkları o “şeye” Tanrı, erdem, [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-05T20:26:28+03:00Ocak, 2019|Kategoriler: Felsefe, Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 84 | Ocak – Şubat 2019|
Go to Top