Nilgün Çevik Gürel

Bu yazara ait 70 yazı bulundu.

Dokuz Yüz “900”

Novecento (Dokuz Yüz / 20. Yüzyıl), Maurizio Cattelan,1997, 200x7x270 cm. Malzeme: Mumyalanmış At, Deri Askılar, Koşum Takımları, İp Castello di Rivoli Çağdaş Sanat Müzesi, Torino - İtalya Her dönemin kendine özgü sanatçısı ve sanat eseri olduğu düşüncesini kabul edersek; günümüz sanatçılarının beslendikleri kaynaklar, kullandıkları malzemeler, kendi düşünceleri, duyguları, izleyicinin tepkileri [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-07-01T18:24:20+03:00Temmuz, 2020|Kategoriler: Sanat, Sayı 93 | Temmuz – Ağustos 2020|

Her İnsan Uçabilmeli

Uçmak insanın en büyük hayallerinden biri olmuştur ve ancak kendi deneyimi ile uçabilme becerisinin uçma duygusunu verebileceğine inanan Leonardo da Vinci, Hezarfen Ahmet Çelebi gibi tarihte birçok kişinin tutkusu haline gelmiştir. Rusya’da ise I. Dünya Savaşı sonrası, Ekim Devrimi’nin önemli karakterlerinden olan Vladimir Tatlin, uçabilmenin özgürlük olduğunu savunan efsanevi sanatçılardan [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-04-16T20:31:40+03:00Mart, 2019|Kategoriler: Kültür ve Toplumbilim, Ütopya – 2018|

Samsara’nın Dışında Olmak

Hint felsefesi insanın düşünce ve eylemlerinin etkilerini bu dünyada ya da bir sonraki hayatında yaşayacağı bir döngünün içinde olduğundan bahseder. Samsara olarak tanımlanan bu sonsuz ölüm ve tekrar doğum döngüsünden çıkmak ise kurtuluş ile olur. Kurtulmak başka bir varoluş evreninde sınırlarını aşarak insanlık halini kırmak, beşeriyeti yok etmek olarak kabul [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-04-19T17:44:24+03:00Şubat, 2018|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Umut - 2017|

Hint Sanatı

Geçmişten günümüze dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Hindistan topraklarında da tarihi etkileyecek sınırsız sayıda sanat eseri ve sanatçılar var olmuştur. Bu büyük uygarlığın yüzyıllarca dönüştürerek sürdürdüğü felsefe, din, ideolojilerini yansıtan sanat eserlerini incelemek ve açıklamak için yine yüzyıllara ihtiyacımız olacak fakat genel bir bilgi elde etmek için Hint sanatını anlamamıza yardımcı [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-07-13T18:11:09+03:00Mart, 2017|Kategoriler: Kültür ve Toplumbilim, Mitoloji, Sanat, Sayı 73 | Mart – Nisan 2017|

Seçme Özgürlüğü ve İrade

Akıl dışı ve anlaşılamaz olan dünyanın ve doğanın oluştuğu andan itibaren korkuların, acıların etkili, insanın bu dünyada anlam arayışı içinde yaptıklarının anlamsız olduğu, hatta insanın kendisinin de anlaşılmaz bir yaratık olduğu görüşünde olan düşünür Friedrich Schelling varolmanın uğursuz bir şey olduğundan bahseder. Uğursuz olduğu konusu çok kabul edilebilir olmasa da, [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-04-23T18:10:05+03:00Şubat, 2017|Kategoriler: Denemeler, Kaygı - 2016|

Kutsal Mekânda Sanat

Tanrının her yerde olduğuna inanılsa da insanlık tarihine bakıldığında, tanrıyı mabetlerde arayışlar tükenmemiştir.  Göklerde olana ulaşabilmek için yukarıya doğru uzayan büyük tapınaklar tasarlanmıştır. Tapınaklar tanrı ile bağlantı kurulabilecek sığınaklar ve ölümden sonraki dünyanın varlığının algılanmasını sağlayan semboller olarak düşünülmüştür. Tüm kültürlerin dini inançlarını yaşadığı tapınaklar, aynı zamanda bu kültürün estetik [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-07-15T18:55:00+03:00Ocak, 2017|Kategoriler: Gezi, Sanat, Sayı 66 | Mart 2016|

Sevgi

Sevgi kelimesini sık sık kullanmamıza rağmen, çoğu zaman bu kelimenin anlamını doğru oturtamıyoruz. Sevgiyi, çıkarlarımız, arzularımız, korkularımız, beklentilerimiz için kullanabiliyoruz. Bu yanlış olmamakla beraber gerçeği, hakikati keşfedebilmek için engel oluşturabiliyor, oysa sevgiye ulaşmak için bir sebep aramamıza gerek yoktur. Sevginin iyileştirici gücü şefkattir. Şehvet ise tutku, arzu, paylaşamama, açgözlülük halidir [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-07-23T17:28:14+03:00Ocak, 2017|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Kavramsal, Sayı 46 | Mart 2014|

İslam Sanatına Yansımalar

İnsanların mağaralarda yaşadığı paleolitik dönemde mağaraların ve kayaların üzerine çizilen resimler dikkate alındığında, sanatın insanlık tarihinin başlangıcından itibaren var olduğu anlaşılabilir. Daha sonra buzullar erir, insanlar mağaralardan çıkar, saz ve kerpiçten evler yapar, ilk toplu yaşamı sağlayan köyler ortaya çıkar ve mimarinin temelleri neolitik dönemde atılmış olur. Bu topluluklar bitki [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-07-14T19:24:28+03:00Ocak, 2017|Kategoriler: Kültür ve Toplumbilim, Sanat, Sayı 70 | Eylül – Ekim 2016|

Sonsuzluğun Bitimi

Doğmadan önce nereden geldiğimizi bilemediğimiz gibi, öldükten sonrada ne olacağımızı bilemiyoruz. Doğum ile ölüm arasındaki boşlukta ise yaşantımız sınırlanır ve burada ilk sorumluluğumuz hayatta kalabilmektir. Hayatta kalabilmek için ise başka bir canlı varlığı tüketerek besin zincirinin birer halkası haline gelip, özgürlük ve sınırların anlamını, hayatta kalabilme, var olabilme isteği ile [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-04-30T12:54:07+03:00Ocak, 2017|Kategoriler: Denemeler, Sınır - 2016|
Go to Top